Korku treni
Korkuteli’nde son günlerde bir
tren mevzusu var ki vagonlar gibi uzadı gitti. Oysa olaylara şöyle bakmak lazım senin elinde 17 bin, ortak olup şirket yönetimini teslim ettiğinde ise 3 bin var. Bu sizin hoşuna gitmiş olabilir. Bu diretme birilerinin hoşuna gitmemişse ne olacak? Bu bizim sesimiz, halkın sesi değil derlerse ne olacak? Diretme ile bu
iş olmaz, bu şirket müdürü bizi batırır
borsa da hisseleri alan şirketin asıl sahipleri mutsuz ve mutsuz olurlar diyerek şirketten ayrılıp gitmişler. Yani Korkuteli’nde konu basit bir
tren meselesi değil.
İşin üzücü tarafı elbette siyaseten partinizde giden birini eleştirebilirsiniz. Bıraktı gitti diyebilirsiniz. Trenden indi diyebilirsiniz. Bir daha binemez diyebilirsiniz. Ancak bu denli ağır tabir kullanmaya bence hakkımız yok. Yarın birileri de sizin için çıkar falanca yeri bıraktı kaçtı, falanca ilçeden kaçtı daha büyük makam için seçim gündeminde istifa etti derler.
Korkuteli’nde
siyaset böyle yapılmazdı. Yerel siyaseti bizler daha naif, ılımlı yapardık. Sokağa çıkınca birbirimize selam vereceğimizi bilirdik. Ne oldu ise bu
tren konusu ve anketçi kardeş gelince oldu.
Dil çirkinleşti, adeta irin akmaya başladı oluk oluk. Ne saygı kaldı ne de
sevgi Korkum bu gidişat Korkuteli’ni
Korku tüneline benzetecek. Sizin de anketçi sayesinde bineceğiniz tek
tren korku treni olacak.
Zaten bu anketçi kardeşim
korku trenini gördüğü için artık dili farklı hale getirmeye başladı. Ancak kendisi çok zeki. O
tatlı ve masum anketçiyi oynarken ekibi alttan veriyor dumanı. Eeee kendisi haklı başka mevzular konuşulmasın diye hemen başlıyor çalışmaya
tren diyor, hububat diyor arada coşuyor teleferik diyor,
park diyor.
Gelin bu irin akan, hakaret yüklü
tren vagonlarından birlikte inelim. Siyasete naiflik getirelim. Eleştirelim ancak hakaret etmeyelim. Hain, sattı ve benzeri cümlelerden vazgeçelim. İnan Korkuteli Siyasetini
kendi isteğince değiştirmeye çalışan kardeş böyle devam ederse BİZ BİRLİKTE KAYBEDECEĞİZ.